YüzerGES

Yüzer Güneş Enerji Sistemleri (YGES)

Yüzer Güneş Enerji Sistemi (YGES), deniz, göl veya baraj üzerinde suyun kaldırma kuvvetinin yardımıyla işlev görerek su yüzeyine kurulacak olan fotovoltaik paneller ile elektrik üreten sistemlerdir. Yüzer GES’ler ile enerji nakil hattı ve ülke çapında enterkonnekte ağa bağlanabildiği gibi izole sistemler kurularak, hattan bağımsız bir şekilde bölgesel elektrik ihtiyacı da karşılanabiliyor.

YGES 2000’lerin ikinci yarısında ABD’de ortaya çıkmış modern bir enerji üretim teknolojisidir. 2012’de Japonya’da YGES’ler için teşvikler verilmeye başlanmıştır. Nishihira (1,7 MW) ve Higashihira (1,2 MW) göletleri üzerine kurulan yüzer güneş enerjisi santralleri yenilenebilir enerjiye verilen önemin bir göstergesidir. Santraller 11.300 panelden oluşuyor.

YGES’ler yüzen bir sistem, bağlama sistemi, PV sistemi ve enerji aktarım kablolarından oluşur. YGES’lerin sorunsuz çalışması için suda ki yüksekliğe uyum sağlamalı ve yapılar -60/+80 dereceye dayanıklı olmalıdır.

YGES Avantajları:

  • Kurulumu Kara GES’lerine göre hızlıdır.
  • Suda yüzdükleri için kara kütlelerini işgal etmezler.
  • Yüzer GES’lerde kamulaştırma maliyeti yoktur.
  • YGES suda buharlaşmayı ve su kaybını azaltacak bir gölge oluşturur. Suyun ısınması, bir ölçüde engeller.
  • Deniz ve göllerde oluşturulan balık çiftlikleri için yüzer GES’ler büyük bir avantajdır.
  • Suyun soğutucu özeliği YGES’lerin çalışma performansını arttırır.
  • Kara GES’lerde kurulması zorunlu olan iki eksenli takip sisteminin yüzer GES’lerde bulunması gerekmez.

YGES Dezavantajları:

  • Tuzlu deniz suyu YGES’leri aşındırabilir.
  • Yüzer GES’ler, balıkçılık ve ulaşım faaliyetlerini engelleyebilir.
  • Ayrıca, YGES’ler, evler için diğer sistemlere göre tercih edilebilir değildir.
  • Kara GES’e göre YGES’in elektrik üretimi dengesizdir.

Dünyada YGES Potansiyeli: 2023 yılı itibariyle Çin, toplam yüzer GES güç kapasitesinin %99’una sahiptir. Ardından Japonya gelmektedir. Hidroelektrik sistemlerde kullanılan su kaynaklarının %25’inin kullanılmasıyla toplamda 4400 GWp fotovoltaik kapasitesi kurulabilir.

Türkiye’de YGES: 2017 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Büyükçekmece Gölü üzerinde kuruldu. İlk olarak prototip düzeyde geliştirilen 9 kW yüzer GES tesisi kurulmuştur. Buharlaşmayı %60 engelleyen bu sistemler yılda 720 ton su tasarrufuna tekabül etmektedir. Ayrıca, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) tarafından başlatılan proje ile Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan Bayındır Barajı’nda yüzer güneş enerji santrali kurulacak. Ankara Güneş Nilüferleri adı verilen santralin en az 990 kWp gücünde olması planlanıyor. Elde edilen elektrik enerjisi, şebekeye bağlanacak. İçme suyuna herhangi bir zararı bulunmayacak.

YGES Maliyetleri: Bir yüzer GES’in kurulumunda harcanan para, kara GES’in kurulumunda harcanan paranın neredeyse %58’ine denk gelmektedir. Ayrıca, yüzdürücü yapı büyük bir tasarruf sağlamaktadır zira kara GES’lerdeki çelik yapının %25’i kadar maliyete sebep olmaktadır.

Yenilenebilir bir temiz enerji kaynağı olan Yüzer Güneş Enerji Santrallari sıfır atık ve sıfır karbon emisyonu ile gezegenin geleceği adına ülkelerin öncelikli yatırım yapmaları gereken alanlardan biridir. YGES’ler suyun yosun tutmasını önlerken suyun daha az buharlaşmasına neden oluyor. Kara GES maliyetleri ve arsa/tarla değerleri gün geçtikçe artıyor. Gelecekte YGES alanında çok büyük yatırımlar yapılması muhtemeldir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “Türkiye Ulusal Enerji Planı”nda da, Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinin 2035’e kadar yaklaşık %500 artışla 52,9 gigavata ulaşması ve güneş enerjisinin en yüksek kurulu güce sahip kaynak olması hedefine yer verildi. Bakanlığın verilerine göre, Konya, Ankara, Şanlıurfa, Kayseri, İzmir, Kahramanmaraş, Gaziantep, Afyonkarahisar, Antalya, Manisa güneş enerjisinde kurulu gücü yüksek şehirler arasında yer alıyor.

Edisonun İdam Ettiği Fil

Thomas Edison’un 6600 Volt ile İdam Ettiği Fil

Topsy adlı gösteri fili, ABD’de bir mahkemede yargılandı ve idama mahkûm oldu. Topsy’nin cellâdı da ünlü kaşif Thomas Edison idi.

Topsy, Afrika’dan Amerika’ya getirtilmişti. New York’un ünlü sirklerinden Forepaugh’da gösteri için eğitildi. 1875’den 1900’e tam 25 yıl sirki dolduran seyircilerin sevgilisi oldu; yaptığı başarılı gösterilerle sahiplerine onbinlerce dolar kazandırdı. Ama geçen yıllara ve artan kilosuna paralel sinirli bir hale geldi. 3 tonluk iri cüssesiyle bakıcılarını korkutmaya başladı. Bakıcılarının da pek sevecen ve hoşgörülü olduğu söylenemezdi. Yeterince beslenmiyor ve tımar edilmiyordu. Bakıcılar, sirk kapandıktan sonra içmeye başlıyor, Topsy’e eziyet ediyordu: Vücudunda sigara izlerine rastlanmıştı! Topsy’nin konuşamayacağını bilen sarhoş bakıcılar, iri filin vücudunda sigara söndürüyordu! İyi bakılmayan, işkence edilen Topsy de, savunmaya geçiyor, bakıcılarını öldürüyordu. Üç yılda, üç bakıcısı da aynı akıbete uğramıştı.

Sirk sahipleri, Topsy’yi Coney Adası’na gönderdi. Burada mahkeme önünde günâhlarının cezasını ödeyecekti: Yargılanacaktı! Mahkeme, tek celsede kararını açıkladı: Topsy idama mahkûm edilmişti! Daha önce bazı filler, büyük vinçlerin çengellerine bağlanarak asılmıştı. Topsy de aynı şekilde cezalandırılabilirdi. Yer olarak Coney Adası’nın Lunapark alanı seçildi. İdama gelen seyirciler para da ödemeliydi. 2 bine yakın seyirci idam merasimini izleyecekti. İşte tam bu anda devreye Thomas Edison girdi. Büyük (!) kâşifin önerisi, Topsy’nin elektrik kullanılarak idam edilmesiydi. Hem bu şekilde AC’nin tehlikesini ispatlayarak Tesla’dan da intikam almış olacaktı. 4 Ocak 1903’de, Topsy metal bir plaka üzerine oturtuldu, ayakları bağlandı ve hareket etmesi önlendi. Edison’un önerisi, 6600 voltluk alternatif akım verilerek, ölmesi sağladı. İdam, baştan sona filme alındı.

Mardin’in Elektriği Olmayan Köyünde Doğup İsveç’te Enerji Bakanı Olmak

Mardin’in Elektriği Olmayan Köyünde Doğup İsveç’te Enerji Bakanı Olmak

Mardin’in Midyat ilçesinde doğan İbrahim Baylan, İsveç’ te Enerji Bakanı olmasının ardından hikayesini anlatmaya şu sözlerle başlıyor:

“Birisi çıkıp ‘30 yıl sonra bu ülkeden enerji bakanı olarak Türkiye’ye gelip, akıllı şebekeler hakkında konuşacaksın’ deseydi, “Tabii, tabii” derdim”

Çocukluğu elektriği bile olmayan bir köyde geçen Baylan, ilk kez İstanbul’a geldiğinde buradaki hayatın baş döndürücü olduğunu düşündüğünü söylüyor. Çünkü ilk kez elektriği İstanbul’da gördüğünü ve oldukça şaşırdığını dile getiriyor.
Daha sonra ailesiyle birlikte İsveç’e göç eden İbrahim Baylan, ilk başta lisana, kültüre uyum sağlamakta oldukça zorlandığını fakat yaşının küçük olmasıyla bu duruma ailesine göre daha kolay uyum sağlayabildiğini söylüyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor:

“Şansımı değerlendirdim. İstanbul’a dönecek olursam, buraya ilk kez geldiğimde henüz elektrikli hiçbir şey görmemiştim. Ve şimdi burada bir konferansa akıllı şebekeler ve akıllı şehirler hakkında konuşmak üzere davet edilmek, itiraf etmeliyim ki biraz ironik. Fakat diğer yandan da hayatın bazen ne kadar harika olabildiğinin bir kanıtı.”

Mardin’e olan özlemini her fırsatta dile getiren Baylan, elektrik yokken bıraktığı köyünde şimdi yolların, internetin ve tabii ki de elektriğin olduğunu görmenin onu ne kadar duygulandırdığını söylemeden de edemiyor.

İbrahim Baylan
İbrahim Baylan

İsveç’teki elektrik üretiminin birçoğu çöplerden elde ediliyormuş. Hatta öyle ki çöplerden elde edilen elektriğin oranı %40’ı bulmuş. Harika bir geri dönüşüm yöntemiyle elektrik üretimi sağladıklarını belirten Baylan, artık ülkedeki çöplerin de yeterli gelmediğini dışardan çöp ithal etmek zorunda kaldıklarını ifade ederek şaşırtıyor.
Elektrik dağıtımında memnuniyet %53 arttı

Elektrik dağıtımında memnuniyet yüzde 53 arttı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve ekibi, bu yıl da elektrik dağıtımında memnuniyeti vatandaş ile yüz yüze görüşmeler yaparak ortaya koydu.

44 ilde 22 bin 60 vatandaş ile yapılan görüşmelerde ortaya çıkan verilere göre vatandaşların elektrik dağıtımından duyduğu memnuniyet bir önceki döneme göre yüzde 53 arttı. Özellikle kesinti süreleri ve sıklığındaki azalma ile vatandaş ile kurulan iletişim güçlendirilmesinin memnuniyeti artırdığı belirtildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, elektrik dağıtımında sektörün karnesini oluşturmak için, yine vatandaşa gitti. Albayrak, geçen yıl yapılan Elektrik Dağıtımcıları Derneği sektör toplantısı öncesinde de vatandaşa aldıkları hizmetten memnuniyetini ortaya koyan detaylı bir anket yaptırmıştı.

Bu yıl anket kapsamının genişletildiği, 44 ilde 22 bin 60 vatandaş ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildiği ifade edildi. Albayrak ve ekibi, dağıtım şirketleri bazlı memnuniyet artışının nerelerden kaynaklandığını, nerelerde gelişme kaydedildiğini, nerelerde istenilen seviyenin altında kalındığını ortaya çıkardı. Tedarik kalitesi ve sürekliliği, müşteri hizmetleri, yatırımlar ve iletişim firmaların karnelerinin değerlendirilmesinin yapıldığı dört alan oldu.

Albayrak, “vatandaş memnuniyeti odaklı yeni dönem” olarak adlandırdıkları dönem için Avrupa Mükemmellik Ödülü’nü nihai hedef olarak koymuş ve her alanda hizmet kalitesini artıracak bir dizi yatırım ve kriterler açıklamıştı.

Edinilen bilgilere göre bu yatırım ve kriterlerin doğru uygulanıp uygulanmadığı bakanlık içindeki farklı birimler tarafından incelenirken, anket de kalitenin arttığını ve bunun vatandaşın memnuniyetine de yansıdığını ortaya koydu. Bir yılın sonunda vatandaşların elektrik dağıtım sektöründen aldığı hizmetten duyduğu memnuniyet bir önceki döneme göre yüzde 53 arttı. Memnuniyet oranlarındaki artış dağıtım şirketlerine göre değişirken, tüm alanlarda özellikle, kesinti süreleri ve sıklığındaki azalma ile vatandaş ile kurulan iletişim güçlendirilmesinin memnuniyet artışı getirdiği kaydedildi. Albayrak’ın bu konuda detaylı bir sunum yapacağı, aynı zamanda 2017 yılı için de yeni hedefler açıklayacağı öğrenildi.

1901 Yılından Beri Yanan Ampül

1901 Yılından Beri Yanan Ampül

Günümüzde evimizde ve işyerimizde çeşitli amaçlarla ampuller kullanıyoruz. Biliyoruz ki bu ampuller, belli bir süre sonra işlevini yitirmektedir ama öyle bir ampul var ki, 1901 yılından beri yanmaya devam etmektedir.
ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Livermore İtfaiye Müdürlüğüne 1901 yılında bağışlanan ampul günümüze kadar yanmaya devam etmektedir. Sadece elektrik kesintileri haricinde sönen ampul 4 wattlık ışık yaymaktadır. Bu ampülü icat eden Adolphe Chailet, Edisondan daha iyi ampül yapmak amacıyla bu ampülü geliştirmiştir. Livermore Ampülü olarak da bilinen bu ampülün bugünkilerden farkı, filamanları 8 kat daha kalın ve karbondan yapılmış filamanlarının yarı iletken yapıda olmasından kaynaklanmaktadır.

Lambanın uzun süredir yanması, Guinness Rekorlar kitabına ‘Dünyanın en uzun süredir yanan ampülü’ olarak girmesini sağlamıştır. Bu ampülün çok fazla ilgi çekmesinden dolayı istasyonda yer alan kameralar ile internette 7/24 yayınlanmaktadır. Bu yayını izlemek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:
http://www.centennialbulb.org/cam.htm

Sönmeyen Lamba
Sönmeyen Lamba

Bu ampülün günümüzdeki ampullerden niye dayanıklı olduğunu ‘Kasıtlı Eskitme’ adlı makalemizde genişçe açıklayacağız. Ufacık bir ipucu verecek olursa, üretici şirketlerin sürekli Pazarlama fırsatı bulması için ürünlerin ömürlerini bilerek kısaltmalarından kaynaklanmasıdır.

Sectionalizer (Otomatik Yük Ayırıcı) Nedir ?

Sectionalizer, bir yük ayırıcısı görevi görmektedir. Besleme tarafındaki koruma cihazının, arıza akımlarını takip eden açmalarını (gerilim kesilmesini) sayar. Önceden belirlenmiş (set edilmiş) sayıda, besleme tarafındaki tekrar kapamalı kesicinin bekleme aralığında açarak, dağıtım sisteminin arızalı bölümünü izole eder. Ayrıca, besleme tarafındaki bir tekrar kapamalı koruma cihazı (Recloser vs.) ile birlikte kullanılabilir.

Sectionalizer Özellikleri:

• 3-fazlı yük ayırıcısı
• 38 kV’a kadar her çeşit dağıtım şebekesinde kullanım.
• Uzaktan ve/veya yakından el il kumanda edilebilir dizayn.
• SF6 kesme ve izolasyon teknolojisi.
• Ortam şartlarından etkilenmeyen yapı.
• Bakım gerektirmeyen yük ayırıcısı.
• Direk üstü montaj.
• Kısa devre üzerine kapama yapabilme.
• Tesislerde hat bağlantılarında, ayrımlarında, hatta saplama bağlantılarında veya T ayrımlarında kullanılabilir.

Recloser (Tekrar Kapamalı Kesici) Nedir?

Recloser, tekrar kapamalı kesici olup, bir koruma cihazıdır. Havai hatlarının koruması için kullanılmaktadır.
Açık hava ve işletme koşullarına dayanıklı bir kesicidir. Arıza üzerine tekrar kapama yapmak için dizayn edilmiştir.

Recloser’ın Faydaları

1) Otomatik tekrar kapama özelliği olduğundan, geçici arızadan kaynaklanan enerjinin hızlı bir şekilde verilmesini sağlamaktadır.
2) Kesinti süresini kısaltarak, gelir kayıplarını azaltmaktadır.
3) Uzaktan kumanda ile ulaşım kolaylığı sağlamakta ve hızlı çözüm oluşturmaktadır.
4) Oluşan açmaları kayıt altına alarak, arıza sayısı vene sıklıkta arıza oluştuğunu hakkında bilgi edinilmiş olunmaktadır.
5) Arıza yerinin bulunmasında maliyeti azaltmaktadır.
6) Abone şikayetlerinin sayısında azalma sağlanmaktadır.
7) Şirketlerin ise kesintiler için ödenecek cezalarını azaltmaktadır..

Ankara Havagazı Fabrikası

Ankara’nın Tarihi Elektrik ve Havagazı Fabrikası

Tarihi Elektrik ve Havagazı Fabrikası, Ankara’nın ilk havagazı ve ilk kok kömürü ile çalışan elektrik üretim tesisidir. Alman Aktien Elektrischen Gesellschaft firması tarafından tasarlanan ve inşa edilen kompleksin mimarı ve mühendisi Werner Issel’dir.

Tarihi Elektrik ve Havagazı Fabrikası 1928 yılında inşa edilen Elektrik Santrali Yapısı ve bacaları, 1929 yılında inşa edilen Havagazı Fırınları ve 1933 yılında Elektrik santralinin geliştirilmesi ile yerleşke halini alır. Bugün bu yerleşkede Ego Genel Müdürlüğü, İşletme Binası, Havagazı Fabrikası, Kömür Yükleme Vinci, Kükürt Arıtma Tesisi, Havagazı Fabrikası Müdürlüğü, Soğutma Bacası, Diesel Jenatörü ve Pompaları, Elektrik Üretim Tesisi ve Bacaları, Transformatör Yapısı, Elektrik Atölyesi ve Gazometre bulunmaktadır. 57.270 metrekarelik fabrika alanı içerisinde üretime doğrudan katılan yapıların yanı sıra üretime dolaylı yoldan katılan işçi konutları, yemekhane ve cami gibi yapılar ile birlikte kırkı aşkın yapı bulunmaktadır. Bu yapılar ilk yıllarda Almanlar, sonraki yıllarda ise Almanların yanı sıra İngiliz ve Türk ustalarca inşa edilmiştir.

Cumhuriyet’in bu devrinde inşa edilen diğer yapılar gibi Havagazı Fabrikası da uluslararası mimarlık üslubunun sanayi yapılarının özelliklerini taşımaktadır. İşlevlerine göre şekillenmiş üretim yapılarının yanı sıra inşa edilen konut ve yemekhane binası da yine uluslararası mimarlık üslubunu yansıtmaktadır.

Tarihi Elektrik ve Havagazı Fabrikası civarında bulunan Un Fabrikası, diğer küçük ölçekli sanayi işletmeleri ve demiryolları ile birlikte Başkent Ankara’nın endüstri bölgesinde yer almaktadır. Fabrikada bulunan yapılar sahip olduğu tekno-sanayi ve mimarlık değerinin yanı sıra, gazometreleriyle, gaz fırınlarıyla, soğutma kuleleriyle, bacalarıyla sadece Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına tanıklık etmemiş; fakat aynı zamanda anıtsal görünümleri ile birer kent objesine dönüşmüşlerdir.

Fabrika, sahip olduğu önem nedeniyle Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 19 Mart 1991 tarihinde taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Alınan tescil kararının ardından mülkiyet sahiplerinden birisi olan EGO Genel Müdürlüğü, İdare Mahkemesine açmış olduğu tescilin iptali davasını kaybetmiş ve karar son olarak Danıştay 6. Dairesinin 1996/5342 sayılı kararı ile kesinleşmiştir; ancak Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından alınan 16.06.2006 tarihli karar ile soğutma kulesi, vinç, havagazı deposu, raylar, pompa istasyonu ve elektrik santralinin bacalarının tescili kaldırılmış; Büyükşehir Belediyesi 13 Haziran 2006 tarihinde başlayan faaliyetlerle kompleksin önemli binalarını yıkmıştır.

Yapım Yılları: 1928-33

Tasarım : Werner İssel

Kaynak : www.goethe.de

Osmanlı Devleti’nde Aydınlatma ve Elektrik Kullanımı

Osmanlı Devleti’nde başkent İstanbul’da 19. yüzyıla kadar saray, konak ve evler çıra, kandil ve balmumu ile aydınlatılıyordu. Özellikle zengin ailelerin konak ve yalılarının önlerine kandil asmalarıyla başlayan sokak aydınlatması, kandillerin belediye çalışanlarınca akşam yakılıp sabah söndürülmesi şekline dönüşmüştür. 1856’da Osmanlıda ilk defa modern şehir aydınlatması çalışmaları başlamıştır. Dolmabahçe Gazhanesinin tesis edilmesiyle İstanbullular hava gazı ile tanışmışlardır . Daha çok Dolmabahçe Sarayı için çalışan bu tesiste üretim fazlası havagazı cadde ve sokakların aydınlatılması için kullanılmıştır. Halka yönelik kurulan tesis 1880 yılında bitirilen Yedikule Gazhanesidir. 1900’li yıllara gelindiğinde İstanbul’un gaz ile aydınlatılması doruk noktaya ulaşmıştır.
İstanbul’da elektrikle ilgili ilk giriş II. Abdülhamit Dönemi’nde yapılmıştır. Bir Fransız şirketi ayınlatmanın elektrikle yapılması için imtiyaz işlemiştir. Ancak II. Abdülhamit ‘i elektrik konusunda çekimser olduğu da bilinmektedir. Bu nedenle İstanbul’da elektrik kullanımı gecikmiştir. Bunun dışında II. Abdülhamit’ in güvenlik kaygısı ve havagazı şirketlerinin olumsuz propagandaları elektriğin İstanbul’da kullanımı geciktiren sebeblerdir. 1910 yılında Macar Ganz Anonim Elektrik Şirketi İstanbul’un elektrik dağıtım imtiyazını 50 yılına almıştır. 1911’de Silahtarağa Santrali’nin inşasına başlanmış, santral 1913 yılın tamamlanmıştır. 11 Şubat 1914’te Dolmabahçe Sarayı ve Galata-Ortaköy hattında bulunan tamvay hatlarına Elektrik verilmiş. Silahtaraga Elektrik Santrali 1914’ten 1983 yılına kadar elektrik üretmiştir.

Elektrikte Kullanılan Demir Direklerinin Adlandırılmasındaki Karışıklık

Özellikte alçak gerilimde kullanılan A tipi olarak nitelendirdiğimiz 8I, 10I, 12I, 10U, 12U gibi direk çeşitlerinde başında kullandığımız sayısal ifade genellikle direğin uzunluğu gibi anlaşılmaktadır. Bu kesinlikle yanlıştır. Bu sayısal ifade, demirin profilinin cm olarak yüksekliğini belirtmektedir. Sembollerdeki I ve U ise direk yapımında kullanılan demirin kesitini belirtmektedir.

Sık kullanılan direklerin boyları aşağıda belirtilmiştir.

8I, normal durumda boyu 9,65 metredir. Kısa boyda olanları ise, 9,10 metredir.

10I, normal durumda boyu 9,90 metredir. Kısa boyda olanları ise, 9,35 metredir.

12I, normal durumda boyu 10,10 metredir. Kısa boyda olanları ise, 9,55 metredir.

10U, normal durumda boyu 10 metredir. Kısa boyda olanları ise, 9,45 metredir.

12U, normal durumda boyu 10,10 metredir. Kısa boyda olanları ise, 9,70 metredir.

 

Kafes tipi demir direkler de normal boyda ve kısa boyda yapılırlar. K1-K2 ve K3 şeklinde demir direklerin normal boyda olanların 9,95-10,15 ve 10,30 metredir. Kısa boyluları da 9,40-9,60 ve 9,75 metredir. K4 ve K5’lerin boyları ise normal boydakiler için 10,45 ve 10,55 kısa boydakiler de 9,90 ve 10,00 metredir.

Kullanılan direklerin ortalama olarak uzunlukları normal boydakiler için 10 metre, kısa boydakiler için de 9,5 metredir